El-Ezher Üniversitesi Mezunları ve Mensupları Derneği (EZDER) koordinasyonunda düzenlenen toplantıda, dernek faaliyetleri ve üyelerini ilgilendiren gelişmeler ele alındı. Toplantıda, iyi derecede Arapça bilen 4 binden fazla mezunun “Türkiye’nin Orta Doğu açılımındaki” katkılarına vurgu yapıldı.
EZDER Başkanı Ekrem Düzcan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, El-Ezher mezunlarının Türkiye’nin Arap dünyasına açılımında önemli bir etken olduğunu söyledi.
Düzcan, “El-Ezher Üniversitesi mezunları Türkiye ile Orta Doğu ülkeleri arasında bir köprü oldu. Türkiye ile Arap ülkeleri arasındaki siyasi, kültürel ve ekonomik ilişkilerin gelişmesinde ciddi katkılar sağladı.” dedi.
Mezunlarının 28 Şubat döneminde bazı mağduriyetler yaşandığını anımsatan Düzcan, bazı kişilerin ikinci kez askere çağrıldığını, öğretmenlik yapanların görevinden alındığını aktardı.
“Girdiği bunalımdan dolayı kendini ateşe vererek intihar eden arkadaşımız bile oldu.” diyen Düzcan, kendisinin de bu süreçte öğretmenliğinin sona erdirildiğini kaydetti.
Askerlikle ilgili sorunları hatırlatan Düzcan, “Üniversite mezunu olmalarına rağmen, denklik verilmediği için uzun dönem askerlik yapanlar olduğu gibi, kısa dönem askerlik yaptığı halde askere tekrar çağrılıp ikinci kez askerlik yaptırılan arkadaşlarımız da var.” diye konuştu.
Daha sonra AK Parti hükümetleri döneminde denklik gibi çoğu sorunlarının çözüldüğünü hatırlatan Düzcan, “Devlet büyüklerimizin bizim kaybolan yıllarımızın tazmini gibi konularda da gereğini yapacağından hiç şüphemiz yok.” ifadelerini kullandı.
– “KAYIP YILLARA NEDEN OLAN DENKLİK”
Emin Şekerci de Ezher mezunlarının Arap ülkeleri ile Türkiye arasında kritik dönemlerde “bir kültür elçisi “olduklarını dile getirdi.
Bundan sonra da “ihtiyaç ve gerek olduğunda verilecek her türlü görevi seve seve yapacaklarını” vurgulayan Şekerci, “Geçmişte çektiğimiz sıkıntıları da maalesef unutamadık. Denklik verilmediği için Türkiye dışına çıkmak, Kafkaslarda 15 yıl boyunca çalışmak zorunda kaldım. Türkiye dışında bir ülkede yüksek lisans yaptım, Türkiye’de ancak 50’li yaşlarda doktoraya başlayabildim. Hayatımdan uzun bir sürenin denklik nedeniyle kaybolduğu hissini hala içimden atamadım.” değerlendirmesinde bulundu.
Üniversiteden 1997 yılında mezun olan Ramazan Eraslan ise denklik verilmediği için bir yıl işsiz kaldığını inşaatlarda amelelik yapmak zorunda kaldığını söyledi.
Eraslan, “Er olarak alındığım askerlik vazifesini hummalı ve sakıncalı personel gibi yaptım. Diyanet İşleri Başkanlığında 10 yıl sonra göreve başladım ama lise mezunu olarak çalıştım ihtisas merkezi imtihanlarına giremedim.” dedi.
Mezunlardan Sadık Köstereli de devlette devamlılığın esas olduğu ilkesinin altını çizerek, devletin mağdur edilmiş nice kimselerin hakkını tazmin ettiğini hatırlattı.
Köstereli, “Dünyanın içinde bulunduğu ekonomik krizi de göz önünde bulunduruyoruz. Geçmiş yönetimler zamanında zor yıllar yaşamış kimseler olarak devletimizin imkanları dahilinde gereken adımı atacağı ve kırılan gönlümüzü onaracağını biliyoruz.” diye konuştu.